Blog
Buradasınız: Anasayfa / Blog
Blog
Son yayınladığımız haber, duyuru ve içeriklerimize göz atın.
TARAFLARIN GELİRLERİ BİRBİRİNE YAKIN İSE YOKSULLUK NAFAKASINA KADIN LEHİNE HÜKMEDİLİR Mİ?
2.Toplanan delillerden, kadının sünger fabrikasında paketleme işinde işçi olarak çalıştığı ve asgari ücret düzeyinde gelir elde ettiği, erkeğin ise; özel şirkette vardiyalı işçi olarak çalıştığı ve asgari ücret düzeyinde gelir elde ettiği, bu suretle tarafların gelirlerinin birbirlerine yakın olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle iken 4271 sayılı Kanun'un 175 inci maddesindeki koşullar somut olayda kadın yararına gerçekleşmediğinden kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SÜREKLİ EŞİNİ DARP EDEN VE BAĞIMSIZ KONUT TEMİN ETMEYEN ERKEĞE KARŞI KADININ GÜVEN SARSICI DAVRANIŞLARDA BULUNMASI HALİNDE AĞIR KUSUR KİME AİTTİR?
2.Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, Mahkemece boşanmaya sebep olan olaylar yönünden kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlar değerlendirildiğinde; güven sarsıcı davranışta bulunan kadına nazaran; eşine sürekli şiddet uygulayan, bağımsız konut temin etmeyen erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken hatalı kusur belirlemesi sonucu yazılı şekilde tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
ERKEĞİN VEFATI HALİNDE MİRASÇILARININ  AÇACAĞI SOYBAĞININ REDDİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE VAR MIDIR?
2.Yapılan açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, davacılar ... ve....'in, kocanın altsoyu sıfatı ile bu davayı, kocanın (yani davacı ... ve ....'in babası....'in) ölümünü öğrenmesinden başlayarak bir yıl içinde yani en geç 01.04.2013 tarihinde açması gerekirken bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 15.01.2018 tarihinde açmış olduğundan davanın hak düşürücü sürede açılmadığından reddine karar verilmesi gerekir. Kararın açıklanan sebeple bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
KADININ DAVA AÇILMADAN ÖNCE ERKEĞİN İSE DAVA AÇILDIKTAN SONRA ZİNASI HALİNDE AĞIR KUSUR KİME AİTTİR?
Boşanma davalarında kusur derecelendirmesi yapılırken boşanmaya sebebiyet veren kusurlu davranışların nitelik ve nicelikleri ile evlilik birliğinin sarsılmasına etkisi değerlendirilerek ağırlık dereceleri konusunda bir belirleme yapılır. O halde somut olayda her iki tarafın zina eylemi sabit ise de; tüm dosya kapsamından zina eylemlerinin gerçekleşme zamanı, şekil ve süreçleri, evliliğin birliğinin sarsılmasına etkisi ile tarafların Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışları bir bütün halinde değerlendirildiğinde boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekirken hatalı değerlendirme neticesinde yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
EVLENİRKEN ALINAN EV EŞYALARI BEDEL İSTEMİ  HK.
Davacı tarafından bedeli talep edilen ve davalı tarafından kendi uhdesinde olduğu kabul edilen, yatak odası, yemek odası, koltuk takımı ve 2 adet halı yönünden de davanın kabulü gerekir. Bu halde Mahkemece usule uygun şekilde bilirkişi incelemesi yapılarak, dava tarihi itibariyle değerleri tespit edilip, yıpranma payları düşülerek, faiz talebi de değerlendirilerek, belirtilen eşyalar yönünden de davanın kabulüne göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekılde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
BANK ASYAYA PARA YATIRMAK TEK BAŞINA TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYELİĞİ SUÇUNU OLUŞTURUR MU? ARAŞTIRILACAK HUSUSLAR.
Örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğuna dair herhangi bir bağlantı tespit edilemeyen sanığın, aşamalardaki savunmalarının aksine örgüt liderinin talimatı doğrultusunda terör örgütüne yardım etmek kastı ile örgütle iltisaklı bankaya para yatırdığına ve bankacılık işlemleri yaptığına dair kesin ve inandırıcı delil bulunmaması karşısında, mevcut şüphenin sanık lehine değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden atılı suçtan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
MESAİ SAATLERİ DIŞINDA ALKOLLÜ ARAÇ KULLANMAK NEDENİYLE EHLİYETİNE EL KONULMASI- VİNÇ OPERATÖRÜNÜN İŞ AKTİNİN FESHİ HAKLI MIDIR?
Davacının alkollü araç kullanma nedeni ile ehliyetine el konulmasını işverenden gizlemesi sebebi ile haklı olarak son verildiğini iddia etmiştir. Davacının alkollü araç kullanımı nedeni ile 04.07.2013 – 04.01.2014 tarihleri arasında ehliyetine el konulduğu dosya kapsamında sabittir. Davalı ... veren tarafından ise davacının ehliyetine el konulma olayı ile ilgili olarak 12.05.2014 tarihinde savunmasının alınmak istendiği , savunmadan imtina etmesi sonrasında da aynı gün ... sözleşmesine son verildiği anlaşılmıştır. Davacının ehliyetine el konulduğundan davalı ... verenin el koymanın başladığı tarihten itibaren on ayı aşkın bir süre sonra haberdar olması hayatın olağan akışına uygun olmayıp davacının ... sözleşmesinin haklı olarak feshini mümkün kılmamaktadır. Hal böyle iken, davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü gerektiği halde reddine karar verilemesi hatalı olup bozma sebebidir.
EVLİLİK BİRLİĞİ İÇİNDE HAKSIZ EYLEME KARŞI TEPKİ NİTELİĞİNDEKİ HAKARET KUSUR OLARAK YÜKLENİR Mİ?
Bölge Adliye Mahkemesince, kadının erkeğe hakaretinin sabit olduğu gerekçesiyle boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiş ise de; dosya kapsamından erkeğin eylemlerine karşı kadının hakaretinin tepki niteliğinde olduğu, kadına kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmıştır. Bu halde, kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
YOKSULLUK NAFAKASINDA KESİNLİK SINIRI NEYE GÖRE BELİRLENİR?
Dosya içeriğine göre reddedilen ve temyize konu edilen kaldırılması talep edilen yoksulluk nafakasının yıllık miktarı 600,00x12=7.200,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile (7550 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden sonra verilen kararlar için dava tarihi dikkate alınacağından) kesinlik sınırı olan 544.000,00 TL’nin altında kalmaktadır.
SAHTE FATURA KULLANDIĞI İDDİASINA KARŞI SAHTE FATURAYA KONU OLAN MALIN GERÇEK ALIŞVERİŞ OLD. KONUSU NASIL İSPATLANIR?
Sanığın faturaların gerçek ticari ilişkiye dayandığını savunması karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından; suça konu olan faturaları düzenleyen mükellef hakkında düzenlenmiş vergi inceleme raporlarının ilgili vergi dairesinden getirtilmesi, aynı mükellef hakkında açılan dava dosyasının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması, faturaları düzenleyen şirket yetkililerinin CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kime verdiklerinin, sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması, gerektiğinde, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için; faturayı düzenleyen şirkete ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin; faturaları kullanana ait yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığına ilişkin belgelerin getirtilmesi, daha sonra, faturaları düzenleyen şirket ile sanığın ticari defterleri ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması, sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile beraatine hükmedilmesi,
ERKEĞİN EVLENİRKEN EŞİNDEN İLK EVLİLİĞİNİ GİZLEMESİ HALİNDE BU EYLEM BOŞANMA DAVASINDA KUSUR KABUL EDİLİR Mİ?
Bölge Adliye Mahkemesince kadının eşine hakaret ettiği, buna karşılık "davacı karşı davalı erkeğin de yaşını, işini ve ilk evliliğini evlenirken kadından gizlediği", bu durumda birliğin sarsılmasına tarafların eşit kusurlu davranışlarıyla sebep olduğu kabul edilerek kadının da boşanma davasının kabulüne karar verilmiş ise de dosya kapsamından tarafların fiilen üç ay gibi kısa bir süre evli kaldıkları, kadının ailesinin yanına gitmesi sonrasında eşine hakaret içeren mesajlar attığı sabittir. Ne var ki, erkek yönünden kusur belirlemesine esas alınan vakıaların tanık veya başka bir delille sübut bulmadığı, söz konusu vakıaların varlığı kabul edilse dahi bu hususların nispi butlan sebebi teşkil edebileceği ve boşanma hükmüne esas alınmasının doğru olmadığı anlaşılmıştır. Hal böyleyken, erkeğe atfı kabil başkaca kusurlu bir davranışın varlığı da ispatlanmadığından davalı karşı davacı kadının davasının reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
İZAFE EDİLEN BOŞANMAYA SEBEP TEŞKİL EDECEK EYLEMİN ÜZERİNDEN UZUN SÜRE GEÇMESİ VE TARAFLARIN EVLİLİK BİRLİĞİNE DEVAMI HALİNDE HAKİM BOŞANMAYA KARAR VEREBİLİR Mİ?
Olayda müşterek çocuğun 28/04/2015 tarihinde dünyaya geldiği, tanık beyanlarında geçen bu vakıaların müşterek çocuk henüz yeni doğmuşken, kırklı dönem denilen zaman zarfında yaşandığı, bu olaylardan sonra evlilik birliğinin devam ettiği, davanında 29/11/2018 tarihinde açıldığı, erkeğe kusur olarak yüklenen bu vakıadan sonra, tarafların evlilik birliğini devam ettirdikleri, tarafların bir araya gelerek karşılıklı olarak önceki olayları affetmeleri nedeniyle affedilen en azından hoşgörü ile karşılanan vakıaların af kapsamında kalıp, sonrası dönem için ise erkeğin ispatlanan herhangi bir kusurunun tespit edilemediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, erkeğin boşanmayı gerektiren kusurlu bir davranışı kanıtlanamadığından kadının boşanma davasının reddi gerekir.
Hukuki Yardım ve Danışmanlık İçin Bize Ulaşabilirsiniz | 0544 324 16 34 |

WhatsApp İletişim

0544 324 16 34