Ceza Yargılamasında Sanığın Da Bulunduğu Duruşmada Son Söz Ve Esas Hakkındaki̇ Mütaalaya Karşı Sanığa Son Söz Hakkı Veri̇lmemesi̇ Durumu Bozma Sebebi̇ Mi̇di̇r?
Buradasınız: Anasayfa / Blog
CEZA YARGILAMASINDA SANIĞIN DA BULUNDUĞU DURUŞMADA SON SÖZ VE ESAS HAKKINDAKİ MÜTAALAYA KARŞI SANIĞA SON SÖZ HAKKI VERİLMEMESİ DURUMU BOZMA SEBEBİ MİDİR?
5271 sayılı Kanun'un delillerin tartışılması başlıklı 216/1. maddesinin “Ortaya konulan delillerle ilgili tartışmada söz, sırasıyla katılana veya vekiline, Cumhuriyet savcısına, sanığa ve müdafiine veya kanunî temsilcisine verilir.” ve ikinci fıkrasının “Cumhuriyet savcısı, katılan veya vekili, sanığın, müdafiinin veya kanunî temsilcisinin açıklamalarına; sanık ve müdafii ya da kanunî temsilcisi de Cumhuriyet savcısının ve katılanın veya vekilinin açıklamalarına cevap verebilir.”, üçüncü fıkrasında "Hükümden önce son söz, hazır bulunan sanığa verilir." şeklindeki hükmü ile yargılama sırasında ortaya konulan delillerin tartışılmasında davanın taraflarına hangi sıra ile söz verileceği ve davanın taraflarının birbirlerinin açıklamalarına karşı cevap verme haklarının bulunduğu, hükümden önce son sözün sanığa verileceği hususları düzenlenmiş olup, iddia ve savunma hakkı açısından yargılamanın anılan maddeye uygun şekilde sürdürülüp bitirilmesinde yasal zorunluluk bulunmaktadır. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; hükmün tefhim edildiği 05.12.2024 tarihli oturumda, Cumhuriyet Savcısının esas hakkındaki mütalaasına karşı hazır bulunduğu belirtilen sanığın beyanı alınmadan ve aynı zamanda sanığa son söz hakkı tanınmadan yargılamanın bitirilip hüküm kurulması suretiyle, 5271 sayılı Kanun'un 216. maddesine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması, hukuka aykırı bulunmuştur.
CEZA YARGILAMASINDA SANIĞIN DA BULUNDUĞU DURUŞMADA SON SÖZ VE ESAS HAKKINDAKİ MÜTAALAYA KARŞI SANIĞA SON SÖZ HAKKI VERİLMEMESİ DURUMU BOZMA SEBEBİ MİDİR?

YARGITAY

9. CEZA DAİRESİ

Esas Numarası: 2025/1789

Karar Numarası: 2025/5470

Karar Tarihi: 18.06.2025

SAYISI : 2023/228 E., 2024/454 K.

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesince bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi.

Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, İlk Derece Mahkemesinde silahların eşitliği ve çekişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda savunmaya yeterli imkânın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunmayı kullanabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanun'un 94. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 299/1. maddesi uyarınca takdiren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

 

I. HUKUKÎ SÜREÇ

Sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu işlediği iddiası ile açılan kamu davasında, bozma üzerine yapılan yargılama sonucunda, Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesince mevcut delillerin değerlendirilmesi neticesinde sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

A. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi

Özetle, mahkumiyet dayanak tek delilin mağdure ile annesinin çelişkili beyanları olduğuna, mağdurenin yönlendirildiğine, gerekçenin yetersizliğine, sanık lehine delillerin toplanmadığına, arada husumet bulunduğuna ve dilekçesinde yer alan diğer nedenlerle kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.

B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi

Özetle, yetersiz gerekçe ile teşdit uygulanmadığına, lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.

 

III. GEREKÇE

5271 sayılı Kanun'un delillerin tartışılması başlıklı 216/1. maddesinin “Ortaya konulan delillerle ilgili tartışmada söz, sırasıyla katılana veya vekiline, Cumhuriyet savcısına, sanığa ve müdafiine veya kanunî temsilcisine verilir.” ve ikinci fıkrasının “Cumhuriyet savcısı, katılan veya vekili, sanığın, müdafiinin veya kanunî temsilcisinin açıklamalarına; sanık ve müdafii ya da kanunî temsilcisi de Cumhuriyet savcısının ve katılanın veya vekilinin açıklamalarına cevap verebilir.”, üçüncü fıkrasında "Hükümden önce son söz, hazır bulunan sanığa verilir." şeklindeki hükmü ile yargılama sırasında ortaya konulan delillerin tartışılmasında davanın taraflarına hangi sıra ile söz verileceği ve davanın taraflarının birbirlerinin açıklamalarına karşı cevap verme haklarının bulunduğu, hükümden önce son sözün sanığa verileceği hususları düzenlenmiş olup, iddia ve savunma hakkı açısından yargılamanın anılan maddeye uygun şekilde sürdürülüp bitirilmesinde yasal zorunluluk bulunmaktadır. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; hükmün tefhim edildiği 05.12.2024 tarihli oturumda, Cumhuriyet Savcısının esas hakkındaki mütalaasına karşı hazır bulunduğu belirtilen sanığın beyanı alınmadan ve aynı zamanda sanığa son söz hakkı tanınmadan yargılamanın bitirilip hüküm kurulması suretiyle, 5271 sayılı Kanun'un 216. maddesine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması, hukuka aykırı bulunmuştur.

IV. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafii ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden başkaca yönleri incelenmeyen Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin kararının 5271 sayılı Kanun’un 302/2. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/4. maddesi uyarınca Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

18.06.2025 tarihinde karar verildi.

Hukuki Yardım ve Danışmanlık İçin Bize Ulaşabilirsiniz | 0544 324 16 34 |

WhatsApp İletişim

0544 324 16 34