Esas | : 2015/18577 |
Karar | : 2017/7241 |
Tarih | : 25.04.2017 |
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 16/02/1998-14/03/2013 tarihleri arasında çalıştığını, SGK Başkanlığı’na 11.03.2013 tarihinde başvurduğu, 13.03.2013 tarihli cevabi yazı ile prim gün ödeme şartının gerçekleştiğinin bildirildiğini, bu yazıyı davalıya iletmesine rağmen hiç de hukuki mesnedi olmayan bir gerekçeyle iş akdinin feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, yıllık ücretli izin, kötüniyet tazminatı, asgari geçim indirimi ve ikramiye alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının işyerindeki diğer personelin bilgisayarlarına ilgili kişinin bilgisi ve rızası dışında şifrelerini ele geçirmek suretiyle giriş yaparak bu kişilerin birçok e-postasını hem kendi hem de sair kişilerin e-posta adreslerini yönlendirerek şirketin ve bilgisayarlarını e-posta hesaplarını izinsiz açtığı personelin özel bilgilerine bir nevi tecavüz ettiğini, davacının bu eylemlerini tespit edildikten sonra kendisinin 08/03/2013 tarihinde savunma ve izahat istendiğini, davacının da bu savunmasında bu eylemlerini kabul ettiğini, davacının işe gelmediğini, sağlık raporunun şirkete ulaştırıldığını, davacının bir çok önemli ticari bilgisini içeren e-postayı kendi hesabına ve 3. kişilerin hesaplarına gönderdiğini, bu hususun davacının da kabul ettiğini, bu sebeple iş akdinin haklı nedenlerle feshine karar verildiğini, davacının fesih iddiasının kötü niyetli olduğunu, hak ettiğini iddia ettiği alacak taleplerinin dayanaksız ve kötü niyetli olduğunu, tüm alacaklarının eksiksiz bir şekilde ödendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkeme, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanarak; davacının iş sözleşmesinin 13/03/2013 tarihinde emeklilik hakkını kazandığı gerekçesi ile kendisinin feshettiği, haklı feshi nedeniyle davalı iş verenin işçisine kıdem tazminatı ödemekle yükümlü olduğu, ancak iş akdini bizzat kendisinin fesih etmesi ile ihbar tazminatı talep hakkının olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
Dava işçinin iş sözleşmesinin hangi tarafça feshedildiği ve fesih nedeninin tazminatı gerektirip gerektirmediği hususları uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanununun 25. maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
Davacı işçi, SGK Başkanlığı’ndan aldığı 13.03.2013 tarihli ve emeklilik şartlarının gerçekleştirildiğini bildiren yazıyı işverene ibrazı üzerine hiçbir hukukî mesnedi olmayan gerekçeyle iş akdinin feshedildiğini iddia ederken davalı işveren ise davacının iş sözleşmesinin işyeri personelinin bilgisayarlarına bilgileri ve rızaları dışında şifrelerini ele geçirmek suretiyle giriş yaparak hem kendi adına kayıtlı hem de Şirketlerinin tedarikçisi olmayan sair kişilerin e-posta adreslerine yönlendirerek Şirketin ve personelin özel bilgilerine tecavüz etmesi nedeniyle haklı nedenle feshettiğini savunmuştur.
Görüldüğü üzere; davanın her iki tarafı da feshin işverence gerçekleştirildiğini beyan etmiştir. Dosya kapsamına göre davalı işverenin emeklilik hakkını kazanan işçiye karşı fesih yetkisini kötüye kullanıp kullanmadığı, ayrıca fesih nedeni olarak gösterdiği eylemin sabit olup olmadığı ve haklı neden boyutunda kabul edilip edilmeyeceğinin çözüme kavuşturulması gereklidir.
Dosyadaki bilgi, belge, tanık anlatımları ve bilhassa davacı işçinin feshe konu eylemi nedeniyle alınan 08.03.2013 tarihli savunma yazısından; işyeri personelinin bilgileri ve rızaları dışında şifrelerini ele geçirip yazışmalarını okuduğu sabittir. Davacı bu soruşturmanın başlatılmasını müteakiben 11.03.2013 tarihinde SGK Başkanlığı’na başvuruda bulunmuştur. Dosyadaki mevcut delil durumu itibariyle davacının bu başvurusu ve buna bağlı iddiası hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olup, hukuk düzenince korunmaması gereklidir. Davalı işveren davacının iş sözleşmesini doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışları nedeniyle haklı olarak feshetmiş olup, bu nedenle kıdem tazminatı talebininde reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kıdem tazminatının kabulü isabetsizdir.
Hükmedilen alacak miktarlarının brüt mü yoksa net mi olduğunun kararda gösterilmemesi de 6100 sayılı HMK.nın 297/2. maddesine aykırı olup, infazda tereddüde mahal verebileceğinin düşünülmemesi de hatalıdır.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.480.00 TL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25/04/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.
0544 324 16 34