YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2024/10393
Karar Numarası: 2025/6424
Karar Tarihi: 25.06.2025
SAYISI : 2024/494 E., 2024/1580 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gümüşhane Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2022/658 E., 2023/849 K.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından eksik inceleme, kusur belirlemesi, erkeğin boşanma davasının kabulü, tedbir nafakaları, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası miktarı ve reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
1.Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre davalı- karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.İlk Derece Mahkemesince taraflarca karşılıklı açılan boşanma davalarının yapılan yargılaması sonucunda tarafların eşit kusurlu oldukları belirtilerek her iki davanın kabulüne karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince de kusur belirlemesi yönünden esastan ret kararı verilmiş ise de Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet veren vakıalarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken, Mahkemece hatalı kusur belirlemesi sonucu yazılı şekilde tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
3.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği öngörülmüştür. Yukarıdaki (2) numaralı paragrafta açıklandığı üzere, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı- karşı davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen "hakkaniyet kuralları" da dikkate alınarak davalı- karşı davacı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde isteğin reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
4.Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir (HMK md.176/1 ). Islah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir (HMK md.177/1 ).
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 176 vd. maddelerinde, ıslahın harca tabi olacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. 492 sayılı Harçlar Kanununda "ıslah harcı" şeklinde bir harç türü yer almamaktadır. O halde sırf ıslah istemi sebebiyle harç alınamaz. Bunun yanında, ıslah sonucunda dava/talep konusunun miktar veya değeri artarsa ve artan miktar veya değer için harç ödenmesi gerekiyorsa, ancak o zaman harç ödenmesi/tamamlanması gerekir. Somut olayda, davacı kadın vekili 11.05.2023 tarihli dilekçesiyle boşanmanın fer'î niteliğindeki tedbir nafakası, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası miktarları bakımından artırım isteminde bulunmuştur.
Islah karşı tarafın veya mahkemenin kabulüne bağlı olmadığı gibi bu boşanmanın fer'î niteliğindeki talepler yönünden harç ödenmesine de gerek bulunmamaktadır. Bu durumda davacı kadının 11.05.2023 tarihli dilekçesi ıslah dilekçesi olarak nitelendirilip gerekli işlemler yapılarak tüm deliller değerlendirilerek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken ıslah talebi dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadının reddedilen tazminat talepleri ile tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası istemlerine ilişkin ıslahın dikkate alınmaması yönlerinden kadın yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre nafakalara yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
2.Davalı-davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.06.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
0544 324 16 34