Sürekli̇ Eşi̇ni̇ Darp Eden Ve Bağımsız Konut Temi̇n Etmeyen Erkeğe Karşı Kadının Güven Sarsıcı Davranışlarda Bulunması Hali̇nde Ağır Kusur Ki̇me Ai̇tti̇r?
Buradasınız: Anasayfa / Blog
SÜREKLİ EŞİNİ DARP EDEN VE BAĞIMSIZ KONUT TEMİN ETMEYEN ERKEĞE KARŞI KADININ GÜVEN SARSICI DAVRANIŞLARDA BULUNMASI HALİNDE AĞIR KUSUR KİME AİTTİR?
2.Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, Mahkemece boşanmaya sebep olan olaylar yönünden kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlar değerlendirildiğinde; güven sarsıcı davranışta bulunan kadına nazaran; eşine sürekli şiddet uygulayan, bağımsız konut temin etmeyen erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken hatalı kusur belirlemesi sonucu yazılı şekilde tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
SÜREKLİ EŞİNİ DARP EDEN VE BAĞIMSIZ KONUT TEMİN ETMEYEN ERKEĞE KARŞI KADININ GÜVEN SARSICI DAVRANIŞLARDA BULUNMASI HALİNDE AĞIR KUSUR KİME AİTTİR?

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2024/10269

Karar Numarası: 2025/6616

Karar Tarihi: 26.06.2025

SAYISI : 2023/1475 E., 2024/1502 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/221 E., 2023/419 K.

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı- davalı erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri yönünden; davalı- davacı kadın vekili tarafından ise erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

1.Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, Mahkemece boşanmaya sebep olan olaylar yönünden kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlar değerlendirildiğinde; güven sarsıcı davranışta bulunan kadına nazaran; eşine sürekli şiddet uygulayan, bağımsız konut temin etmeyen erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken hatalı kusur belirlemesi sonucu yazılı şekilde tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

3.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği öngörülmüştür. Yukarıdaki (2) numaralı paragrafta açıklandığı üzere, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen "hakkaniyet kuralları" da dikkate alınarak davalı- davacı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde isteğin reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

4.Davacı- davalı erkeğin dava dilekçesinde de belirtildiği üzere, kadının işyerine devamsızlığının kadının davranışı nedeniyle değil tanıkların kadını bir başka erkeğe yakın görmeleri üzerine tutulan tutanak sonrası işyerinin istemi ile gerçekleşmiştir. Kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesinde düzenlenen yoksulluk nafakası şartları oluşmuştur. Bu haliyle davacı- davalı erkeğin mali gücü oranında kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.

KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve reddedilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafaka talepleri yönlerinden kadın yararına BOZULMASINA,

2.Davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ....e yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden ....'a iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.06.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Hukuki Yardım ve Danışmanlık İçin Bize Ulaşabilirsiniz | 0544 324 16 34 |

WhatsApp İletişim

0544 324 16 34